fbpx
Haberler

Search Site

İzmir'i Doyuran Adam, Hasan Küçükkurt

Yemek hazırlamak maharet ve emek isteyen bir iş…Bu yemeği bir de her gün binlerce kişinin önüne koyacak olmak bambaşka bir marifet. Marifetin başarıyla yoğrulduğu noktaysa Bortar Gorup.

BURAK CİLASUN / BEN HABER

Çevremizdeki birçok fabrika var. Ürettikleri ürünler ise farklı ölçülerde önemli olsa da günlük hayatımıza ancak zaman zaman yansıyor. Hal böyleyken Ben HABER’in bundan böyle her sayısında okuyucuyla buluşacak olan “Fabrika Günlükleri”ne hayatımızın vazgeçilmezi olan yemek sektörüyle başlamaya karar verdik. Yemek sektörü deyince de kendimizi Bortar’ın kapısında bulduk. 
Uzun yıllardır faaliyette bulunan Bortar’ın ve İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt ile uzun uzadıya yaptığımız sohbetimizde sektörel bilgilerden fabrikanın iç işleyişine kadar birçok konu başlığı kendine yer buldu. Yemek fabrikasına girince kazana kepçe sallamamak da olmazdı tabii. Huzurlarınızda Bortar ve Hasan Küçükkurt;

Bortar’ın hikayesiyle başlayalım mı?

Tabii, 23 sene önce küçük bir atölyede bu yolculuğa başladık. Fakat biz kısa bir süre içinde "Bu koşullarda yemek üretilmez." dedik. Daha iyi yemek üretebilmek için 5-6 yıl kadar Işıkkent'te başka bir yerde durduk. Ardından da şu an olduğumuz fabrikaya geçtik. Burası Türkiye'de yemek fabrikasına uygun olarak inşa edilen ve uygunluk belgesi alan ilk fabrikadır. Şimdi tabii bu da yetmiyor. Hemen arkamızda şu an inşaatı süren bina, Türkiye'nin en büyük yemek fabrikası olarak yapılıyor. Haziran ayında oraya geçeceğiz. Bortar, Türkiye'nin en büyük yemek fabrikasını kuruyor.

“Yaklaşık 8 ton süt satıyoruz”

Sadece yemek mi yapıyorsunuz?

Biz işten kazandığını işe yatıran bir kuruluşuz. İstihdam yaratmayı seviyoruz. Birkaç sektörde birden faaliyet gösteriyoruz. Hem besi hem de süt amacıyla Torbalı'nın belki de en modern tesislerinde büyükbaş hayvancılık yapıyoruz. Besi çiftliği sayesinde yaklaşık yüzde 70 oranında kendi hayavnımızı kullanmış oluyoruz. Günde yaklaşık 7-8 ton civarında süt satıyoruz. Zeytinyağı fabrikamız var Manisa Saruhanlı'da. Bir de turizm acentemiz var. Uçak bileti, tur, rezervasyon ve VİP taşımacılık yapıyor. Tüm bunların toplamında 450 kadar çalışanımız bulunuyor.

Bir yemeği güzel kılan unsurlar nelerdir?

Bortar olarak yemek sektöründe Ege'nin lideriyiz. Mütevazı olmaya gerek görmüyorum. Bunun en büyük sebebi de kaliteye önem veriyor oluşumuz. Yemeğin kaliteli olması için elimizden ne gelirse yapıyoruz. Yemek işinde ilk olarak hijyen olmazsa olmaz. Dünyanın en güzel malzemelerini kullanın ve en iyi aşçılarını çalıştırın, yine de o yemek, yemek değildir. İkinci olmazsa olmazımız kaliteli üründür. İyi malzeme kullanıyoruz. Üçüncüsü damak tadı. Damak tadını en sona bıraktım. Hâlbuki bunun en önemlisi olduğu sanılır ama değil. Yemeği hijyenik şartlarda, kaliteli malzemeyle, güzel damak zevkiyle yapmak gerekir. Dördüncüsü de görsellik. Bakın ilk üçünü ne kadar iyi yapsanız da görselliğiniz yoksa yemeği yediremiyorsunuz. Yemeği yiyen kimse tadına baksa yer ama ilk olarak gözüne hitap etmek zorundasınız. Göz estetiği şart.

“Yemeği yedirene kadar sorumluluk bizde”

Pişirip dağıtınca iş bitiyor mu?

Bakın burada binlerce kişi için yemek yapılır, ardıından 40 kadar araçla farklı uç noktalara dağıtılır. Tire’ye, Çandarlı’ya, Torbalı’ya, Turgutlu’ya kadar sevkiyat yapılıyor. Dağıtımdan sonra da bizim işimiz bitmez. Fabrikalarda çalışan elemanlarımız, aldıkları eğitim doğrultusunda bu yemekleri sunuma hazır hale getirirler. Yani biz yemeği yapıp yolluyoruz gibi düşünmeyin. Yemeği yedirene kadar sorumluluğumuz bitmiyor. Tabii aslında bununla da kalmıyoruz. Ardından gelen temizlik ve bulaşık da bizim işimiz.

Binlerce insanı doyururken zorlandığınız olmuyor mu?

Mutlaka oluyor. Zaman zaman parasıyla sebze bulamadığımız oluyor. Bilhassa kış sebzelerinde bulsanız bile pahalıya buluyorsunuz ama bu durumu iş yaptığınız yerlere yansıtamıyorsunuz. Patlıcana, kerevize zam geldi diye yemek fiyatını değiştirme gibi bir durum yok. Sabit fiyatla yemek hizmeti sunma garantisi veriyoruz. 3 aylık, 6 aylık, 1 yıllık anlaşmalar yapıyoruz.

“Farklı sektörlere yatırım yapabilirim”

İzmir’e dair konuştuğumuzda neler söyleyebilirsiniz?

Ben bu kentte yaşıyorum ve karnımı da bu kentte doyuruyorum. İzmir için ben hep iyi şeyler söylerim, kötü şeyleri pek duyamazsınız. Avantajlarına gelince bir kere ucuz bir kent. Meyve ve sebze bulma imkânınız İstanbul ve Ankara’dan daha fazladır. Dezavantajımızsa sanayi sektörünün ileriye gidişini adım adım bekliyoruz. Teşvikler konusunda sıkıntı var. Teşvikler olsa daha farklı sektörlere de yatırım yapabilirim. Aklımda düşündüğüm işler de var ama sürpriz olsun.

Bortar’ın yeni fabrikasının inşaatı hızla yükseliyor. Hasan Küçükkurt da masasındaki işlerinden boşluk bulduğu anda başını arkaya çevirerek bu inşaatın takibini yapıyor ve ekliyor, “Burası hizmete girince daha çok istihdamımız olacak. Bu durum beni heyecanlandırıyor.”

Bortar’da bir gün nasıl geçiyor?

Bortar 24 saat çalışıyor ve hiç kapanmıyor. Yılbaşı, bayram vs gibi bir ayrım yok. Sokağa çıkma yasağı olsa dahi Bortar yine çalışır. Çünkü polise de yemek götürüyoruz. 365 gün 7/24 non-stop diyebiliriz. Bana gelince; ben de çok uyumayı sevmem. Erkenden işimin başına geçiyorum. Burada büyük mesai 07:30’da başlıyor ve en geç 06:30-07:00 arasında ben de işleyişe dahil oluyorum. 09:00 gibi araçlarımız marşa basar ve yemeklerin sevkiyatları gerçekleşir. Sabah fabrikayı bir gezerim, sonra gazetelerimi okurum ve işleyiş böylece sürer.

EBSO üyeleri bile merdiven altına rağbet ediyor!

“Sektörün en büyük sorunu nedir?” diye sorduğum Hasan Küçükkurt, cevabı uzun süredir içinde biriktirmişçesine bir çırpıda veriyor. Merdiven altı üretime tepki gösteren Hasan Küçükkurt, sanayici arkadaşlarına işte böyle sitem etti:
“Çok net cevap vermek gerekirse; merdiven altı! Her sektörde olduğu gibi bizde de merdiven altı var ve birçok sektör bunu kaldırsa da yemek sektörü kaldırmaz; çünkü doğrudan insan sağlığıdır bu. Bir telefon, bir eşya bozuk olabilir ama yemek bozuk olursa insanın sağlığıyla oynarsınız. Bakın üzülerek söylüyorum, maalesef bazı sanayici arkadaşlarımız da buna rağbet gösteriyor. Bu sektörde merdiven altı varsa bunun nedeni sanayici arkadaşlarımızdır. Çünkü bu arz talep meselesidir. Talep ediyor, “Ucuz olsun. Nasıl olsa ben yemiyorum, işçi yiyor.” diyorlar. Ondan sonra da problemler ortaya çıkıyor. Bizim gibi bu işi ciddiyetle ve düzgünce yapmaya çalışan insanlar zarar görüyor. Bunu yapanların arasında İZSİAD ve EBSO üyesi olanlar da var. Para o kadar önemli olmuş ki insanlar bile bile bu yanlışları yapıyorlar.”


İş dünyasının yüksek tepelerinde esen sert rüzgâr, Hasan Küçükkurt tarafından farklı bir yöntemle kırılmış. Küçükkurt’un sazından dökülen nağmeler kimi zaman stresi azaltıyor, bazen de yemeklere tat olarak yansıyor.